01-14-2018, 12:57 PM
ALMANCA DEYİMLER
Jeden Tag: her gün
schon gut: peki,pekala
pech haben: sansi olmamak. (Wir haben Pech.Es regnet:sansimiz yok.Yagmur yagiyor.)
das macht nichts: zarari yok. (ich habe keinen Bleistift.das macht nichts.:Kursunkalemim yok.zarari yok.)
Jahre lang: yil boyunca
es geht: söyle böyle,eh iste
einkaufen gehen: alisverise cikmak
es ist aus: bitti,sona erdi,kapandi (Endlich ist es aus mit ihrer Freundschaft:nihayet arkadasliklari sona erdi.)
das ist alles: hepsi bu kadar
das wär's: tamamdir,bu kadar
guten tag: iyi günler ,merhaba
recht haben: hakli olmak,hakki olmak (ich glaube, es wird regnen. Ja,du hast recht.:Sanirim yagmur yagacak. Evet,haklisin.)
zu Fuß: yürüyerek
am besten: en iyisi,iyisi mi
nach Hause: eve
zu Hause: evde
weg müssen: gitmek,gerekmek (Es ist spät. ich mußweg.:Gec oldu.Gitmeliyim.)
sagen wir: diyelim ki....,farz edelim
zum erstenmal: ilk defa ,ilk kez
nichts dafürkönnen: elinden birsey gelmemek,caresiz olmak,suc kendinde olmamak (ich kann nichts dafür,wenn du nicht arbeitest.:Sen calismazsan ben birsey yapamam.)
eines Tages: günün birinde,bir gün
einen Augenblick: bir dakika,bir saniye
von mir aus: benim icin hava hos,fark etmez
wie geht es dir: nasilsin
mit einem Wort: kisaca,tek sözcükle
keine Ursache!: birsey degil,rica ederim,astagfurullah
was soll das?: bu (da) ne demek (oluyor)
Platz nehmen: oturmak (Nehmen Sie Platz, bitte!: Oturun lütfen.)
auf die Nerven gehen: birinin sinirlerine dokunmak,birini sinir etmek: (Mit deinen dummen Fragen gehst du mir auf die Nerven.:Aptalca sorularinla sinirime dokunuyorsun.)
das Licht anmachen: isigi acmak,isigi yakmak
vor sich haben: yapacak seyi olmak (Ich habe heute vieles vor mir.: Bugün yapacak cok seyim var.)
du meine Güte!: Tanrim!,aman Allahim!,aman Yarabbi
in Frage kommen: söz konusu olmak, (dein Problem ist nicht in Frage gekommen.:Senin problemin hic söz konusu olmadi.)
im wege stehen: engel olmak,karsisina cikmak
Wieviel uhr ist es?: saat kac?
Schule haben: okulu olmak: (Heute haben wir keine Schule.: Bugün okulumuz yok.)
eine Rolle spielen: bir rol oynamak,rolü olmak,önemi olmak (Der Beruf spielt im leben eine große Rolle.: Meslegin yasantida büyük rolü vardir.)
nichts zu machen sein: yapacak hicbir sey olmamak
leid tun: üzgün olmak,acimak (es tut mir leid :üzgünüm)
im Kopf: kafadan,akildan,akilda (Du kannst wohl nicht im Kopf rechnen.:Akildan hesap yapamiyorsun demek.)
Got sei Dank! : Allaha sükür!,cok sükür!
Bescheid wissen: iyi bilmek (Weißt du Bescheid, was der Lehrer gesagt hat?:Ögretmenin ne dedigini iyi biliyormusun?)
weißt du was: derim ki,diyorum ki,ne dersin?
den gleichen (anderen,nächsten usw.) Tag: ayni (diger,ertesi vs.) gün
das ist seine Sache: (bu) onun bilecegi is,kendisi bilir
es ist mir (dir,...) recht: benim icin hava hos,bence bir sakincasi yok
es geht los: basliyor (Los! Schnell! Schnell! Es geht los!: Haydi!Cabuk!cabuk!Basliyor.)
aus dem Kopf: akildan, ezbere
auf jeden (keine) Fall: her (hicbir) durumda, her türlü (hicbir) sartta, muhakkak (asla),kesinlikle,ne olursa olsun
im Augenblick: bir anda,hemen,son hizla
unter Umständen: belki,herhalde,uygun düserse
Schluß machen: bitirmek,son vermek (In zwei Minuten müßt ihr Schluß machen.:Iki dakikaya kadar bitirmelisin.)
erst recht: inadina
kurz und gut: kisacasi,sözün kisasi
grüss Gott!: merhaba,selam
auf den Gedanken kommen: fikrine varmak
zu Bett gehen: yatmak,yatmaya gitmek
schwarz sehen: karamsar olmak,sonunu iyi görmemek (Er ist sehr krank.Ich sehe schwarz für ihn. Cok hasta,sonunu hic iyi görmüyorum.)
in Ruhe lassen: birini rahat birakmak (Lass mich in Ruhe! Beni rahat birak)
nach wie vor: eski hamam eski tas,eskisi gibi
imstande sein: yapabilmek,elinden gelmek,agzinda bakla islanmamak
das gibt's nicht: olanaksiz,olamaz
zu Ende gehen: bitmek,sona ermek
auf den ersten Blick: ilk bakista
es handelt sich um ...:söz konusu olan..,önemli olan...
genug davon haben: canina tak etmek,bezmek,artik yetmek
nicht gefallen: iyi (saglikli) gözükmemek (Heute gefiel mir mein Vater nicht! Babami bugun pek iyi görmedim.)
heute oder morgen: bugün yarin (Heute oder morgen werde ich ein Auto kaufen. Bugün yarin bir araba satin alacagim.)
es kommt darauf an: bakalim (Es kommt darauf an,dass er ins Kino kommt? Bakalim sinemaya gelecek mi?)
einigermassen: söyle böyle,iyi kötü,asagi yukari (Ich weiss einigermassen nasil oldugunu iyi kötü biliyorum.)
keine Ahnung haben: bilgisi olmamak (-Wohin ist er gegangen?,-Ich habe keine Ahnung. Nereye gitti, hic bilgim yok.)
zu tun haben: yapacak isi olmamak (Ich habe viel zu tun: cok isim var.)
zur Sache kommen: kisa kesmek (Komm zur Sache! Ich habe keine Zeit.:kisa kes,vaktim yok.)
vor sich gehen: olmak,vuku bulmak (Wie der Unfall vor sich gegangen ist! Kaza nasil oldu)
einen Streich spielen: birine oyun oynamak,oyun etmek (Versuch nicht,mir einen Streich zu spielen!: bana oyun oynamaya sakin kalkma!)
nach und nach: yavas yavas
noch lange nicht: katiyen,hic,asla
ein klein wenig: biraz,cok az, bir miktar
vor Hunger sterben: acliktan ölmek
nicht im geringsten:asla,katiyyen,hic
den Entschluss fassen:karar vermek,karara varmak
auf diesem Wege:böyle,bu sekilde, bu yolla
im Schneckentempo:deve yürüyüsü,kaplumbaga yürüyüsü
Was suchst du hier?:burada ne yapiyorsun?
die Ohren spitzen: kulak kabartmak
los sein: ...olmak = Was ist los? Warum weinst du? (Ne var? Neden agliyorsun?)
den Kopf schütteln: 'hayir' anlaminda kafasini sallamak,kabul etmemek = Der Lehrer schüttelte den Kopf.(ögretmen kafasini salladi)
hinter jemandem her sein: birinin arkasindan kosmak,birinin pesinde olmak = Di Männer sind hinter mir her. (Adamlar pesimde.)
ganz und gar: tamamen,bastan asagi
Jeden Tag: her gün
schon gut: peki,pekala
pech haben: sansi olmamak. (Wir haben Pech.Es regnet:sansimiz yok.Yagmur yagiyor.)
das macht nichts: zarari yok. (ich habe keinen Bleistift.das macht nichts.:Kursunkalemim yok.zarari yok.)
Jahre lang: yil boyunca
es geht: söyle böyle,eh iste
einkaufen gehen: alisverise cikmak
es ist aus: bitti,sona erdi,kapandi (Endlich ist es aus mit ihrer Freundschaft:nihayet arkadasliklari sona erdi.)
das ist alles: hepsi bu kadar
das wär's: tamamdir,bu kadar
guten tag: iyi günler ,merhaba
recht haben: hakli olmak,hakki olmak (ich glaube, es wird regnen. Ja,du hast recht.:Sanirim yagmur yagacak. Evet,haklisin.)
zu Fuß: yürüyerek
am besten: en iyisi,iyisi mi
nach Hause: eve
zu Hause: evde
weg müssen: gitmek,gerekmek (Es ist spät. ich mußweg.:Gec oldu.Gitmeliyim.)
sagen wir: diyelim ki....,farz edelim
zum erstenmal: ilk defa ,ilk kez
nichts dafürkönnen: elinden birsey gelmemek,caresiz olmak,suc kendinde olmamak (ich kann nichts dafür,wenn du nicht arbeitest.:Sen calismazsan ben birsey yapamam.)
eines Tages: günün birinde,bir gün
einen Augenblick: bir dakika,bir saniye
von mir aus: benim icin hava hos,fark etmez
wie geht es dir: nasilsin
mit einem Wort: kisaca,tek sözcükle
keine Ursache!: birsey degil,rica ederim,astagfurullah
was soll das?: bu (da) ne demek (oluyor)
Platz nehmen: oturmak (Nehmen Sie Platz, bitte!: Oturun lütfen.)
auf die Nerven gehen: birinin sinirlerine dokunmak,birini sinir etmek: (Mit deinen dummen Fragen gehst du mir auf die Nerven.:Aptalca sorularinla sinirime dokunuyorsun.)
das Licht anmachen: isigi acmak,isigi yakmak
vor sich haben: yapacak seyi olmak (Ich habe heute vieles vor mir.: Bugün yapacak cok seyim var.)
du meine Güte!: Tanrim!,aman Allahim!,aman Yarabbi
in Frage kommen: söz konusu olmak, (dein Problem ist nicht in Frage gekommen.:Senin problemin hic söz konusu olmadi.)
im wege stehen: engel olmak,karsisina cikmak
Wieviel uhr ist es?: saat kac?
Schule haben: okulu olmak: (Heute haben wir keine Schule.: Bugün okulumuz yok.)
eine Rolle spielen: bir rol oynamak,rolü olmak,önemi olmak (Der Beruf spielt im leben eine große Rolle.: Meslegin yasantida büyük rolü vardir.)
nichts zu machen sein: yapacak hicbir sey olmamak
leid tun: üzgün olmak,acimak (es tut mir leid :üzgünüm)
im Kopf: kafadan,akildan,akilda (Du kannst wohl nicht im Kopf rechnen.:Akildan hesap yapamiyorsun demek.)
Got sei Dank! : Allaha sükür!,cok sükür!
Bescheid wissen: iyi bilmek (Weißt du Bescheid, was der Lehrer gesagt hat?:Ögretmenin ne dedigini iyi biliyormusun?)
weißt du was: derim ki,diyorum ki,ne dersin?
den gleichen (anderen,nächsten usw.) Tag: ayni (diger,ertesi vs.) gün
das ist seine Sache: (bu) onun bilecegi is,kendisi bilir
es ist mir (dir,...) recht: benim icin hava hos,bence bir sakincasi yok
es geht los: basliyor (Los! Schnell! Schnell! Es geht los!: Haydi!Cabuk!cabuk!Basliyor.)
aus dem Kopf: akildan, ezbere
auf jeden (keine) Fall: her (hicbir) durumda, her türlü (hicbir) sartta, muhakkak (asla),kesinlikle,ne olursa olsun
im Augenblick: bir anda,hemen,son hizla
unter Umständen: belki,herhalde,uygun düserse
Schluß machen: bitirmek,son vermek (In zwei Minuten müßt ihr Schluß machen.:Iki dakikaya kadar bitirmelisin.)
erst recht: inadina
kurz und gut: kisacasi,sözün kisasi
grüss Gott!: merhaba,selam
auf den Gedanken kommen: fikrine varmak
zu Bett gehen: yatmak,yatmaya gitmek
schwarz sehen: karamsar olmak,sonunu iyi görmemek (Er ist sehr krank.Ich sehe schwarz für ihn. Cok hasta,sonunu hic iyi görmüyorum.)
in Ruhe lassen: birini rahat birakmak (Lass mich in Ruhe! Beni rahat birak)
nach wie vor: eski hamam eski tas,eskisi gibi
imstande sein: yapabilmek,elinden gelmek,agzinda bakla islanmamak
das gibt's nicht: olanaksiz,olamaz
zu Ende gehen: bitmek,sona ermek
auf den ersten Blick: ilk bakista
es handelt sich um ...:söz konusu olan..,önemli olan...
genug davon haben: canina tak etmek,bezmek,artik yetmek
nicht gefallen: iyi (saglikli) gözükmemek (Heute gefiel mir mein Vater nicht! Babami bugun pek iyi görmedim.)
heute oder morgen: bugün yarin (Heute oder morgen werde ich ein Auto kaufen. Bugün yarin bir araba satin alacagim.)
es kommt darauf an: bakalim (Es kommt darauf an,dass er ins Kino kommt? Bakalim sinemaya gelecek mi?)
einigermassen: söyle böyle,iyi kötü,asagi yukari (Ich weiss einigermassen nasil oldugunu iyi kötü biliyorum.)
keine Ahnung haben: bilgisi olmamak (-Wohin ist er gegangen?,-Ich habe keine Ahnung. Nereye gitti, hic bilgim yok.)
zu tun haben: yapacak isi olmamak (Ich habe viel zu tun: cok isim var.)
zur Sache kommen: kisa kesmek (Komm zur Sache! Ich habe keine Zeit.:kisa kes,vaktim yok.)
vor sich gehen: olmak,vuku bulmak (Wie der Unfall vor sich gegangen ist! Kaza nasil oldu)
einen Streich spielen: birine oyun oynamak,oyun etmek (Versuch nicht,mir einen Streich zu spielen!: bana oyun oynamaya sakin kalkma!)
nach und nach: yavas yavas
noch lange nicht: katiyen,hic,asla
ein klein wenig: biraz,cok az, bir miktar
vor Hunger sterben: acliktan ölmek
nicht im geringsten:asla,katiyyen,hic
den Entschluss fassen:karar vermek,karara varmak
auf diesem Wege:böyle,bu sekilde, bu yolla
im Schneckentempo:deve yürüyüsü,kaplumbaga yürüyüsü
Was suchst du hier?:burada ne yapiyorsun?
die Ohren spitzen: kulak kabartmak
los sein: ...olmak = Was ist los? Warum weinst du? (Ne var? Neden agliyorsun?)
den Kopf schütteln: 'hayir' anlaminda kafasini sallamak,kabul etmemek = Der Lehrer schüttelte den Kopf.(ögretmen kafasini salladi)
hinter jemandem her sein: birinin arkasindan kosmak,birinin pesinde olmak = Di Männer sind hinter mir her. (Adamlar pesimde.)
ganz und gar: tamamen,bastan asagi


Kitap Kahve Kedi ve Sen
