Görüldüğü üzere ilahi isimlerin hangilerinin ne zaman, nerede ve ne şekilde okunacağı bir ihtisas alanıdır ve dini ilimlerle ciddi bir meşguliyeti olduğuna dair bir bilgiye ulaşamadığım Işınsu’nun böyle bir kitap yazması ve toplum tarafından itibar görmesi açıkçası benim için endişe verici oldu. Yazarın bu konularla ilgili bir uzmanlığı olmadığı gibi kullandığı kaynakların ne olduğuna dair hiçbir bilgi vermemesi, olayın vahametini arttırmış. “Spiritüel Danışmanlık” yapanların esmâlar hususunda bilgisini doğrudan Cenâb-ı Hakk’tan keşf ve ilham yoluyla aldıklarını düşünmüyorum. Dolayısıyla mutlaka istifade ettiği kaynaklar olmalı. Elbette bu tenkidime “Aman efendim, ne lüzumu var, araştırma kitabı değil ki bu” diye itiraz edenler olabilir. Evet, popüler bir neşirde dipnot ve kaynakça hususunda gevşek davranmak caizdir; fakat ele alınan mevzu son derece ehemmiyeti haizdir. Bir insan, yanlış veya gereğinden çok esma zikrettiği zaman birtakım manevi ve psikolojik rahatsızlıklar geçirebilir. Haliyle bu işin hafife alınacak bir tarafı yoktur. “Dünyanın her yerinde binlerce danışan ile çalışmalarını sürdüren” yazarın bu sorumluluğu üstlenebileceğinden emin değilim.
Kaynaktan bahsetmişken, Kur’an ayetlerini bulmak kolay olacak yerleri belirtilmiş ama “değerli hadisler” başlığı taşıyan hadislerde (demek ki değersiz hadisler de varmış) böyle bir şey yok. (s. 208-209) Alt alta alıntıladığı hadislerin kimisinde “hadis-i şerif”, kimisinde “hadisi şerif”, kimisinde ise sadece “hadis” yazması hadi yalnızca benim gibi imlaya dikkat edenleri rahatsız eder ama o hadisleri nereden aldığını biz nereden bileceğiz? Sadece parantez içinde kitap ve muhaddis isimleri geçiyor. İbn Mâce’ye “İbn-i Mace” ve İbn Adî’ye “İbn-i Addy” yazması doğrusunu söylemek gerekirse bunların Google’dan bile alıntılanmış olabileceği ihtimalini kuvvetlendiriyor. Tamam, hadis kitaplarından hadis bulması kolay iş değil, ancak en azından bir tanıdığına el-Mektebetü’ş-şâmile falan kullandırtarak kitaptaki yerlerini söyleyebilirdi.
“Hayattan umudunu kesmiş birinin edeceği dua, sevgiye muhtaç olanların yoluna ışık olacak bir uygulama, bir hastanın belki şifa umudu ya da gücünü keşfetmek için fırsat arayan bir kalbin istediği formül bu kitapta toplandı” diyor Işınsu kitabının girişinde. Bu tip duaları ilk defa toplamışçasına kendi çalışmasını methetmekte serbest, lakin şuna da değinmeliydi: Ya tutmazsa? Mesela kitapta evlilik ile ilgili birçok kısım var. Bu kitabı alıp Işınsu’nun yazdığı formülleri tatbik etmesine karşın hala kısmetini bulamayan bir hanım kızın önce dualara sonra da dine karşı itikadı sarsılırsa ne olacak? Çünkü formüller öyle bir yazılmış ki, bilmem kaç kere bunu söylersen şu olur nevinden bir üslup kullanılmış. Halk tabakasına hitap eden bir yazarın bu kadar iddialı olması hiç doğru değil.
Kaynaktan bahsetmişken, Kur’an ayetlerini bulmak kolay olacak yerleri belirtilmiş ama “değerli hadisler” başlığı taşıyan hadislerde (demek ki değersiz hadisler de varmış) böyle bir şey yok. (s. 208-209) Alt alta alıntıladığı hadislerin kimisinde “hadis-i şerif”, kimisinde “hadisi şerif”, kimisinde ise sadece “hadis” yazması hadi yalnızca benim gibi imlaya dikkat edenleri rahatsız eder ama o hadisleri nereden aldığını biz nereden bileceğiz? Sadece parantez içinde kitap ve muhaddis isimleri geçiyor. İbn Mâce’ye “İbn-i Mace” ve İbn Adî’ye “İbn-i Addy” yazması doğrusunu söylemek gerekirse bunların Google’dan bile alıntılanmış olabileceği ihtimalini kuvvetlendiriyor. Tamam, hadis kitaplarından hadis bulması kolay iş değil, ancak en azından bir tanıdığına el-Mektebetü’ş-şâmile falan kullandırtarak kitaptaki yerlerini söyleyebilirdi.
“Hayattan umudunu kesmiş birinin edeceği dua, sevgiye muhtaç olanların yoluna ışık olacak bir uygulama, bir hastanın belki şifa umudu ya da gücünü keşfetmek için fırsat arayan bir kalbin istediği formül bu kitapta toplandı” diyor Işınsu kitabının girişinde. Bu tip duaları ilk defa toplamışçasına kendi çalışmasını methetmekte serbest, lakin şuna da değinmeliydi: Ya tutmazsa? Mesela kitapta evlilik ile ilgili birçok kısım var. Bu kitabı alıp Işınsu’nun yazdığı formülleri tatbik etmesine karşın hala kısmetini bulamayan bir hanım kızın önce dualara sonra da dine karşı itikadı sarsılırsa ne olacak? Çünkü formüller öyle bir yazılmış ki, bilmem kaç kere bunu söylersen şu olur nevinden bir üslup kullanılmış. Halk tabakasına hitap eden bir yazarın bu kadar iddialı olması hiç doğru değil.


