01-01-2018, 07:51 PM
Edebiyatta yönetimler ve akımlar
Sözün yerini yazıya bıraktığı andan itibaren insanoğlu, kendini ve dünyayı ifade edip, belki de ölümsüzlüğü yakalayabileceği bu alanda farklı biçimler aramıştır. "Verba Volent, Scripta Manent" yani "Söz uçar, yazı kalır" felsefesiyle önemi bir kez daha belirtilen yazma eylemi, farklı anlayışları da doğurmuştur. Bireysel bir eylem olarak tanımlanabilecek yazma ve okuma eylemi, her iki tarafın ruh halini, içdünyasını ve bilincini yansıttığı kadar, yaşanılan çevrenin, ülkenin ya da dünyanın konjektürel durumundan bağımsız düşünülemez elbette. Kısacası insanın kendini oluşturma ve dünyayı algılama biçiminde ortaya çıkar ayrımlar yazıya da aksetmiş.
İnsanı değiştirip dönüştürmenin en önemli yolunun, edebiyattan geçtiğine inanan edebiyatçılar, kimi zaman varolan bir akımın temsilcileri arasına katılmış kimi zaman da iradi müdahalelerini kullanarak bizzat kendileri bir akımın yaratıcısı olmuşlardır.
Akımların ortaya çıkış süreçlerini, neye tepki olarak doğduğunu ve nasıl geliştiği öğrenmek, sadece edebiyat tarihçileri için değil, kitapları yaşamı kavramının bir yolu olarak gören herkesi yakından ilgilendirecektir kuşkusuz.
İşte bu gerçekten hareketle hazırlanan "Edebiyatta Akımlar ve Yönelimler" adlı bölümde, dünyayı etkisi altına alan; Dadaizm, Dışavurumculuk, Eleştirel Gerçekçilik, Fantazya, Fütüralizm, Gerçekçilik, Gerçeküstücülük, İmgecilik, Klasizm, Kübizm, Naturalizm, Romantizm, Rönesans Edebiyatı, Toplumcu Gerçekçilik, Varoluşçuluk gibi akımların yanı sıra Hececiler, İkinci Yeni, Köy Romanı, Milli Edebiyat, Servet-i Fünun Edebiyatı, Tanzimat Edebiyatı gibi sadece ülkemiz sınırları arasında varlığını sürdüren yönelimleri bulmak mümkün.
Sözün yerini yazıya bıraktığı andan itibaren insanoğlu, kendini ve dünyayı ifade edip, belki de ölümsüzlüğü yakalayabileceği bu alanda farklı biçimler aramıştır. "Verba Volent, Scripta Manent" yani "Söz uçar, yazı kalır" felsefesiyle önemi bir kez daha belirtilen yazma eylemi, farklı anlayışları da doğurmuştur. Bireysel bir eylem olarak tanımlanabilecek yazma ve okuma eylemi, her iki tarafın ruh halini, içdünyasını ve bilincini yansıttığı kadar, yaşanılan çevrenin, ülkenin ya da dünyanın konjektürel durumundan bağımsız düşünülemez elbette. Kısacası insanın kendini oluşturma ve dünyayı algılama biçiminde ortaya çıkar ayrımlar yazıya da aksetmiş.
İnsanı değiştirip dönüştürmenin en önemli yolunun, edebiyattan geçtiğine inanan edebiyatçılar, kimi zaman varolan bir akımın temsilcileri arasına katılmış kimi zaman da iradi müdahalelerini kullanarak bizzat kendileri bir akımın yaratıcısı olmuşlardır.
Akımların ortaya çıkış süreçlerini, neye tepki olarak doğduğunu ve nasıl geliştiği öğrenmek, sadece edebiyat tarihçileri için değil, kitapları yaşamı kavramının bir yolu olarak gören herkesi yakından ilgilendirecektir kuşkusuz.
İşte bu gerçekten hareketle hazırlanan "Edebiyatta Akımlar ve Yönelimler" adlı bölümde, dünyayı etkisi altına alan; Dadaizm, Dışavurumculuk, Eleştirel Gerçekçilik, Fantazya, Fütüralizm, Gerçekçilik, Gerçeküstücülük, İmgecilik, Klasizm, Kübizm, Naturalizm, Romantizm, Rönesans Edebiyatı, Toplumcu Gerçekçilik, Varoluşçuluk gibi akımların yanı sıra Hececiler, İkinci Yeni, Köy Romanı, Milli Edebiyat, Servet-i Fünun Edebiyatı, Tanzimat Edebiyatı gibi sadece ülkemiz sınırları arasında varlığını sürdüren yönelimleri bulmak mümkün.

Kitap Kahve Kedi ve Sen


